İnsan neden doktor olmak ister? Sosyal statü, ailenin gözüne girme, para gibi etmenler yoksa insanların yaralarını, hastalıklarını iyileştirmek için... Peki insan neden başkalarının yaralarını, hastalıklarını iyileştirmek ister? Kendinde ya da ailesinde iyileştirilmesi gereken şeyler olduğu için muhtemelen.
Peki insan neden psikoterapist olmak ister? Bunun muhtemelseniz cevapları daha az? Çünkü doktorluk gibi pek çok farklı etmen barındırmıyor içinde. İnsan kendi dışarıdaki diğer insanlardan daha çok acı çektiği ve bunu iyileştiremediği için psikoterapist olur. Başkası üzerinden kendini tedavi etmeye çalışır. İçerde kurutulması gereken büyük bi bataklık vardır genelde. Terapistlerin diğer bi ortak noktası ki bu kısmen doktorlarla da ortak nokta biraz ödipal dönem kırıntılarını taşıma. Anne baba ve çocuğun olduğu bu üçlü ilişkinin geliştiği dönemde çocuk, baba ya da anne ve ikisinin birbiriyle ilişkisini sürekli röntgenler halededir. Ödipal dönemin bi özelliği olan röntgencilik, eğer dönem sağlıklı bi şekilde atlatılamazsa kişinin hayatında ya saf röntgencilik ya da röntgencilik türevleri olarak görülmektedir. İşte türevlerinden biri de psikoterapistlik. İnsanın özeline geçmişine anısına çocukluğuna rüyasına gidip en özelini dikizliyoruz resmen. Tıp doktorluğu da bu açıdan böyle damarlarımıza beynimizin kıvrımlarına hakim adamlar, içimizi biliyorlar somut olarak. Soyut olarak da biz biliyoruz işte, aile dinamikleri, rüya yorumları, gelişimin kritik noktaları... Şimdi kendi terapistime bakıyorum, dahiliye uzmanı iken psikoterapiye başlayıp sonra psikiyatri okumuş adam. Dalak böbrek kesmemiş artık, somuttan soyuta adım atmış ruha girmiş, duyguya girmiş. İyi ki girmiş ama güzel girmiş, nasıl bir dahiliye uzmanıymış bilmem ama iyi terapist olduğu kesin. Röntgen küp yani. Oldukça başarılı... İşte buna da idealize etme diyoruz. İdealize edecek doğru bi nesne bulduğum için şanslıyım.
Neyse bu kadar idealize etme bana yeter.
Sevgiler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder