9 Ağustos 2023 Çarşamba

Tünel

Annelik ya da bebek ile ilgili tek kitap dahi okumadım, sadece hamilelikte hafta hafta gelişiminde ne olduğunu takip ettiğim bi kitap vardı o kadar, onun dışında içimden tek kelime dahi okumak gelmedi. Kızım öyle böyle sekiz aylık oldu ve bence çok sosyal ve mutlu bi çocuk, öğrenmeye aç, heyecanlı ve bizi seviyor. Hala yoluna koyamadığımız bazı şeyler var tabi ama bunun bizim beceriksizliğimizle alakalı olduğunu düşünmüyorum, doğası öyledir diyorum, buna ihtiyacı vardır diyorum, yanında olmayı kabul ediyorum. Aslında kabul önemli bi nokta. Boş bir seni olduğun gibi kabul ediyorum penceresinden söylemiyorum bunu. İnsan çocuğu olurken her şeyi kabul etmeyle yola başlamalı aslında. Biz onurla çok haylaz olsa da okeydik, hasta olsa da. Her ihtimaliyle varlığını kabul ettiğimiz için istedik, sadece lan inşallah alık olmaz o zaman çok zorlanırız diyorduk 😂 olmaz inşallah yol uzun, olursa da kabul işte. Neyse konudan çok saptım. Kitaplardan bahsedecektim. Ben her şeyi bildiğimi düşündüğüm için ya da kitaplara karşı olduğum için okumadım değil. Benim içimde kendine, içgüdülerine güven diye bağıran bi ses vardı ve ben ona hiç kulaklarımı kapatmadım, şimdiye kadar hiç de pişman olmadım. Mükemmeli yapmadığımın farkındayım mesela bugün de damlalarını vermeyi unuttum, daha vitaminli ve düzenli besleyebilirim ama biraz savsaklıyorum, çok su içiremiyorum mesela, bunun gibi özellikle fiziksel bakımında eksiklikler oluyor ama çok da takılmıyorum çünkü bana ne zaman ihtiyacı varsa ben oradayım ve bence aramızda çok güzel bi ilişki var. İyi bi ilişkinin varlığında geri kalan her şeyin (ciddi bi ihmal olmadığı taktirde) teferruat olduğunu düşünüyorum. Psikolojide bir sürü terapi ekolü var, hepsi insansın iyilik hali için. Yapılan çalışmalarda ekollerin metodlarının iyileşmeye katkısının çok düşük olduğu, asıl iyileştiren şeyin terapist ile danışan arasındaki ilişki olduğu bulunmuş. İşte benim bence hayatıma içime sindirdiğim en değerli bilgi bu galiba. İlişki iyileştirir. İyi ilişki de iyi olsun diye zorlayarak olmaz. İçinizden gelen o cılız ama doğru şeyler söyleyen sesi yakalamak lazım. İçinizdeki kendi sesinizi diğerlerinin sesinden ayırt edebileceğiniz bi içgörü lazım. Galiba bunun için de önce niyet sonra emek lazım. Yıllarca terapi eğitimi, gidilen terapiler falandan sonra geldiğim nokta. Tünelin sonu Işık. Işık benim kızım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder