Telefonuma notlar yazarım ben. Rüyalarımı, o anki duygularımı, önemli önemsiz şeyleri... Her şeyi yazarım. Ve benim için o kadar özeldir ki o notlar, onların bi şekilde okunmasını tecavüz sayarım. Ama şimdi o notlardan bir kısmını paylaşacağım. Paylaşabileceği gibi olanları.
Allah annesine babasına bağışlarından başlıyo hikaye Allah sahibine bağışlasına varıyo. Sonra çocuklarına bağışlasın falan. Yaşamamız evlenmemiz için hep bi şeye bağışlanan nesne oluyoruz. En rahatsız edicisi de sahibine bağışlasın.
Sahip.
-Birisine tecavüz etmek bile zorla sahip olmak diye geçer Yeşilçam jargonunda.-
Büyüyoruz anne babamızdan çıkıp sahibimize bağışlanıyoruz. Sahip erkek, sahip olunan kadın. Şimdi evlenince sahibim mi olacak Onur benim. Ben de kedi köpek gibi bi şeyim zaar.
İnsan nasıl ki tapulu evi yansın istemezse sahip olduğu sevgilisinin de bi şekilde zarar görmesini istemez diye görüyorum. Ama eşyaya gelen zararı kendine saymaz insanoğlu, ev yanarsa ev yanmıştır. Ama canlının başına bi şey gelmişse kendine gelmiş sayıyor. İnsanlardan ayrışamadığımızdan sanırım bu. Başka başka insanlar olduğumuzu anlayamadığımızdan.
Gece geç saatlere kadar dışarıda olmamdan sevgilimin korkmasını anlayabiliyorum ama o korkuyo diye erken gitmeyi kabul edemiyorum. Çünkü başıma bi şey gelecekse benim başıma gelecek, ben yaşıycam yani ve demek ki dışarıdaysam bunların sorumluluklarını alıyorum, çünkü bi şey olacaksa bana olacak başkasına değil. Biri bana bi şey olmasından korkuyo diye neden ben özgür irademden cayıyorum. Araba mıyım ben çalınmıyım diye otoparka koyulayım. Sigorta falan da yapılsa keşke sahip olunan insanlara. Bi anne değilim ama herhalde bi çocuğum olsa ona bile evet sana bi şey olursa, atıyorum ölürsen ben çok üzülürüm ama yaşarım. Ölen sen olursun, sana zarar verecek şeylerin farkındasın, gerisi senin tercihin derim.
Kimsenin sahibi değilim. kimseye de ait değilim. 13.02.2016
Hayret makamından sesleniyorum size
Oturdum insanlara hayret ediyorum
Yüksekteyim yine, narsizm diyorlar bu illete.
Yükseklik korkum yok şükür.
Yani genetikte kodlandığı kadar var
Evrimleşirken hayatta kalmak için doğal seçilimden gelmiş
Hayatta kalabilen her canlı biraz narsisttir derim

Hepimizin ortak özelliği düşmemiş olmamız
Düşseydik olmazdık
Düşmeyecek kadar güçlü narsistleriz hepimiz
Bi de aldırılılanlar var
Kendilerini öldürecek anneleri seçtikleri için pasif agresif diyebilirim onlara.
Her şey Bi seçimse ölmek de onun tercihiydi
Neyse ne diyordum
Ben diyordum
Hayret makamından bakıyorum
İzliyorum
Görüyorum
Sesleniyorum
Siz nasıl böyle oluyorsunuz
Hayret ediyorum siz nasıl boşluğu görmüyorsunuz
Ben diyorum
Sesimden boşluk çıkıyor
Siz buna sessizlik diyorsunuz
Ben hayret ediyorum boşluğu görmemenize
Hayret ediyorum duymamanıza
Boşluk diyorum
Her yer boşluk
29.02.2016
Reber diye bir öğrencim var. Birinci sınıf 6-7 yaşlarında. Zor bela ulaştığım, konuşmaz, yaklaşmaz. Aile Kürtçe konuşuyor evde, kendini yabancı hissediyor okulda muhtemelen, yabaniden biraz daha yumuşak, sesini bile zor duydum.
Neyse. Bugün okulda deprem tatbikatı yapıldı, öğrencileri okul girişinden izliyorum, okul bahçesinden yüksekte bizim giriş. Tatbikat ve tören bitti, teneffüste müzik çaldı okul, çocuklar dans ediyor oynuyor, o kadar eğleniyorlar ki o enerjiyi alıyorsunuz. Keyifle izliyorum ben de, bi sürü çocuk geldi sarıldı gitti, bazen ikisi üçü geldi sarıldı, bazıları iki üç kere sarıldı, sarılma nesnesi oldum orda. Reber, bu öğrenci işte, yalnız genelde, Bikaç kere yanıma çıktı indi, yakınımda dolaştı, uzaklaştı yaklaştı epey bi süre bi göründü bi kayboldu. Hiç bi şey yapmadım, duruşum davetkar da değildi reddeder de değildim. Sonra geldi öyle bi sarıldı ki, sımsıkı ama öyle sarılmamıştı hiçbir öğrenci. Sonra gitti koşarak, kayboldu birden.
Etkilendim baya. Ne kadar benziyoruz aslında bu çocuğa. Bu grupta yaşadığımız ya da terapide yaşadığımız ya da tüm insanlarla yaşadığımız aslında bunun aynısı.
Yaklaşıyoruz uzaklaşıyoruz, bi sarılıp bi kaçıyoruz. Kötü bi şey olmayacağına emin olana kadar köşede köşede bekliyoruz falan.
Bi sürü çocuk sarılır bana, teslim olmaya sevilmeye müsait çocuklar, kimileri de böyle uzaktan uzaktan gözlemler seveceğimden eminse sarılır, önce kim sarılıyo ben Nasıl davranmışım ona bakar. Biz ya işte. O çocuktan bi farkımız yok resmen.
Hüzün hissettim.
Derimden.
01.03.2016
İçimde bilindik bir şeylerin gitmesinin yasını yaşıyorum. Ben şimdi aşina olduğum düzenin yabancısıyım. Bana ait olmayan şeyleri içselleştirmişim. Şimdi bunları çıkarınca içimde bir şey kalmıyor. Ben saydam bir forma eriştim. Yüzüme bakan arkayı görür silüetim silindi. Bana dair koyacak bir şey yok. Boşluğa düşüyorum.
28.03.2016
Görüş mesafesinin olmadığı bir sis içindeyim yürümeye çalışıyorum
Her adımımı atmadan önce boşluğu basıp basmadığımı kontrol etmek zorundayım. Ve yavaşım belki bir kaplumbağa kadar. Güvende olmak zorundayım
04.04.2016
Evet size birkaç telefon notumu okuttum şimdi defolup gidiyorum.
Beni bekleyin anacım, baaay...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder