31 Aralık 2016 Cumartesi

2016'ya Methiye

Müsaadenizle yılın son yazısını yazmaya geldim. Bu yıla dair eteğimdeki taşları dökmeye. Televizyonu açtım Bülent Ersoy şarkı söylüyor. Aman Allah'ım bu ne güçlü bi ses diyorum her dinlediğimde. Nasıl bir efsane bu kadın. Neyse konumuza dönelim. 2016 ocak 17 pazardı. Hayatımın en büyük değişiminin başlayacağı aile dizimine katılmıştım. Timur'un danışanlarından bir avuç vardık o ofiste. 3 yıllık danışanlarından tut sadece bir seans terapi almış danışanına kadar, geniş bir spektrum. Bir gün sonra o arkadaşlarla vatzap grubu kurduk ve bu geçtiğimiz yıl hayatıma o kadar dahil oldular ki anlatamam. Dahil ve şahitlerdi her şeye. Birbirimiz üzerinden sorunlarımızı çözdük, sürekli sürekli toplandık, hep görüştük, dünyanın aktarımını yaşadık ve hallettik, birbirimize terapi yaptık, geceler boyu kahkahanın dibine vurduk, bazen de ağladık. O kadar bulunmaz ve eşsiz ilişkiler yaşadık ki bunun adı dostluktan başkası olamaz. Bu dostlukları kazandığım yıl olduğu için 2016 ya küfretmiyorum sizler gibi.

Sonra nişanlandım, yetmedi evlendim. Sevdiğim adamla her gece beraber uyumaya başladım. Uyumadan önce yaptığımız muhabbetleri sevdim en çok. Bence hayatın özeti orada. Bazen gülüyoruz epey, genelde huzurluyuz şükrediyoruz. Pek kavgamız olmadı. bu güzelliği  yaşıyorken 2016 ya küfretmek istemiyorum. Sadece medeni halim değil mekanım da değişti, kendime ait bi evim oldu. Duvarlarına dokunup bazen burası ikimizin evi diyorum sahiplenmeye çalışıyorum iyice. Bu yıl eşyalar seçtik evimiz için. Alışveriş yaptık, duvar kağıdı aldım mesela, en istediğim kocaman bir duvar, dünya haritası. Başka bi odada bir duvar kuru dallar. Ahşap şeyler, pastel renkler, geniş ferah bi evim oldu. Her gün biraz daha benim evim oldu bu ev.

Sonra bu yıl efsane bi tatil yaptım. Adına balayı diyolar biz interrail demeyi tercih ediyoruz. İlk kez yurt dışına çıktık. Eyfeli, Charles köprüsünü, Freud müzesini, büyük kanalı gördüm. Sırtımızda çantalar o trenden bu trene koştuk. Airbnb diye bir sistem var bilmem bilir misiniz tanımadığımız insanların evinde kaldık o sistemde. Yemeğimizi yaptık yedik, sonra gezdik yine gezdik. Bu yıla nasıl küfredeyim.

Bu yıl yüksek lisansa başladım mesela. Klinik psikolog diyecekler bitirince. Kariyerim için bi adım daha attım. Kendime yatırım yaptım. Açık öğretimden sosyoloji sınavlarına çalıştım üç beş de olsa yeni bilgi öğrendim. Kızmak istemiyorum 2016'ya.

Bu yıl öfkem azaldı. Bağırıyorken konuşmaya başladım. Geçen yıl erkektim bu yıl kadın oldum. Çocuktum yetişkin oldum. Rüyalarda kayboldum uyanınca kendimi buldum. Adımı öğrendim, kendimi tanıdım, bedenimi sevdim, sesimi dinledim. Tanıdığım tanımadığım duygulara girdim çıktım. Duygularımı ellerime aldım, renk verdim, şekil verdim.

Sizi bilmem ama ben sevdim 2016'yı. Şahsım adına dibe düşüp gökyüzüne fırladığım bi yıl oldu. Sınırlarımı belirlediğim aştığım tekrar belirlediğim, her şeyi bir çerçeveye sığdırdığım bi yıl oldu. Umut ektim ve filizlendiğini gördüm. 2017'de de bu filizin büyüyüp ağaç olmasını istiyorum. Ve hayatımda yaşadığım güzel değişimi ülkemin de yaşamasını istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder