30 Aralık 2016 Cuma

Kısa günün notu

İşteyim. Odamda. Bilgisayarımın hemen arkası boydan boya cam. Benim o boydan boya camdan görebildiklerim ise bi tanesi daha sıvası çekilmemiş dört apartman ve bir buçuk metrekare kadar gökyüzü. Hapisten farksız evlerimiz, ofislerimiz.


Hava soğuk. Çok soğuk. Ama çirkin bi soğuk. Islak, sert, sevimsiz bi soğuk. Rüzgar ve karın birleşip karşımdaki apartmanın çatısını nasıl yaladığını izliyorum.


Vücudum ağrıyor, her hücrem, gözlerimin arkası, başım, kafatasım, ensem, sırtım, karnım, bacaklarım... İki üç gündür az uyuyorum ondan olsa gerek. Dün uyku tutmadı mesela. Belki tatil olur umudum vardı, yalan oldu. Her şey birleşince çalışasım gelmiyor. Bir iki gelen giden oldu işte hepsi o. Çay da içemedim öğlen oldu. Belki de her şeyin sebebi çay. Şehrin çeşitli yerlerinde elektrikler gidiyo bu ara. Sabah da yoktu okulda elektrik. Çay demleyememişler. Evet belki de tüm bu halim çaydan.


Ağrım var, ödevim var, işim var, kar var, uykum var, çay yok.  Ağrım var, ödevim var, işim var, kar var, uykum var, çay yok. Ağrım var, ödevim var, işim var, kar var, uykum var, çay yok. Ağrım var, ödevim var, işim var, kar var, uykum var, çay yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder